Genel Araştırma
'blood' etiketi için arama sonuçları.
Araştırmada 1 sonuç bulundu
-
Kan, kapalı bir damar sistemi içinde kalpten oluşan bir pompa aracılığıyla sürekli hareket ettirilen sıvı bir dokudur. Kan şekilli elementler (eritrositler, lökositler ve trombositler) ve şekilli elementlerin içinde süspansiyon halinde dağıldığı plazmadan oluşur. Yüksek yapılı canlıların sirkülasyondaki kanları tüm hücrelerle dolaylı ya da dolaysız yoldan bağlantı içerisindedir ve aşağıdaki fonksiyonların yerine getirildiği bir iç ortamın sürdürülmesinden sorumludur. Madde transportu: Sürekli hareket halinde bulunan kan değişik maddelerin taşınması için uygun bir ortam oluşturur. Kan akciğerlerden oksijeni dokulara, dokulardan da CO2’i akciğerlere taşır. Oksijen plazma gibi polar çözücülerde çok güç çözündüğünden transport proteinini oluşturan hemoglobine bağlanarak taşınır. Keza hemoglobin dokulardan dönüşü sırasında kısmen CO2’i de bağlar ve akciğerlere taşır. Ayrıca kan mide bağırsak kanalından emilen gıda maddelerini (monosakkaritler, amino asitler, yağ asitleri) alkali ve toprak alkali metalleri, iz elementleri ve vitaminleri portal dolaşım üzerinden karaciğere, karaciğerden de perifer organlara taşır. Organlarda metabolizmada oluşan son ürünler (üre, ürik asit, kreatinin) atlım organlarına (böbrek, akciğer, deri ve barsaklar), bezlerden salınan hormonlar hedef organlara, bir organda üretilen metabolitler diğer organlara (kaslardan laktat ve alanin karaciğere, keton cisimleri karaciğerden perifer organlara) kan yoluyla ulaştırılır. Transport sırasında hidrofilik yapıdaki maddeler direkt olarak plazma suyu içinde serbest halde taşınırlarken, hidrofob nitelikteki maddeler, kompleks oluşturmaya meyilli maddeler özel taşınma proteinlerine bağlanarak taşınırlar. Tampon görevi İntrasellüler boşlukta metabolizma sonucu oluşan ve ekstrasellüler boşluğa verilen protonlar ve CO2 kan tarafından çok etkili bir şekilde tamponlanır ve atılım organlarına (akciğer ve böbrekler) taşınırlar. Savunma ve immun sistem virüsler, bakteriler, yabancı proteinler gibi zararlı etki yapan maddelere karşı spesifik olmaayn mekanizmalar (C-reaktif protein, properdin, komplement faktörleri, lizozimler vb.) organizmayı koruyabilir. Ayrıca lökositlerde fagositoz gelenekleriyle savunmada görev alırlar, Kan transfüzyonu ve organ transplantasyonlarında ortaya çıkan savunma mekanizmalarının da özel pratik bir önemi vardır. Vücut ısısının kontrolü suyun yüksek spesifik ısısı nedeniyle kan organlarda oluşan ısıyı (örneğin metabolik aktivitesi yüksek karaciğerde) tüm vücuda dağılır. Kan pıhtılaşması: Dokuların yapılarındaki herhangi bir bozukluk ya da kan damarlarında meydana gelen kanamaları kan pıhtılaşmasını sağlayarak durdurur ve kan kayıplarını önler. Su metabolizmasının regülasyonu İçerisindeki proteinlerin su tutucu nitelikleriyle kan sirkülasyonu ve doku sıvıları arasında su alışverişini kontrol eder. Kanın içeriği: Kan %44’ünü eritrositlerin %1’ini bilinen diğer hücrelerin (granülosit, lenfosit, trombosit) oluşturduğu hücresel elementler ile %6-8 protein ve %1 oranında anorganik elementleri içeren kan plazmasından oluşur. Gıda alımı, sıvı alımı, metabolik ürünlerin atılımı, gece gündüz ritmi, dinlenme ve çalışma gibi faktörler sonucu fizyolojik olarak kan bileşimini etkileyebilecek şartların değişmesine karşın, plazma içeriği merkezi sinirsel, vegetatif ve hormonal kontrol sistemleri aracılığıyla sabit tutulur. Kaynak: [1]. Prof.Dr. (Ali Muhtar Tiftik, Behiç Serpek, Leyla Kalaycıoğlu, Mehmet Nizamlıoğlu, Nuri Başpınar) – Biyokimya (Nobel Yayınları-2010)