Jump to content

Selamlar. Bazı naçizane sorularım olacaktı.

Konuyu değerlendir


Özgür Oğur

Önerilen İletiler

Özgür Oğur

1. Az önce kedim merdivenden yukarı koşup kapıdan içeri girdi. Kapının bulunduğu duvarın dibinden yukarıya doğru koştu ve 2-3 saniye içinde içerideydi. Hedefine en kısa yoldan gitmesi dikkatimi çekti. Bunu içgüdüsel olarak mı yaptı; yoksa beyninde gerçekten hesaplamalar yapabiliyor mu?

2. Cinsel isteğimiz (libido) ile üreme olgusu arasında nasıl bir ilişki var? Libidoya sahip olmamızın nedeni üreme ihtiyacı mı (eğer cevabınız evet ise; üremek istemeyen bireyler/çocuğu olmayan bireyler neden libidoya sahip) ?

3. Bir türün, evrim sonucunda (evrimin bir sonucu olmadığını biliyorum, şu ana kadarki sürecin sonunu / şu an'ı kastediyorum) olumsuz özellikler kazanması nasıl açıklanabilir? (Bu soruyu yazarken dişilerin regl olmasından ilham aldım. Eminim hiçbir dişi her ay regl sancısı çekmekten hoşnut değildir.)

4. İnsanlar neden hayat mücadelesini besin bulmak/doğanın olumsuz koşullarından kaçınmak gibi görece basit görevlerden kültüre ayak uydurmak, eğitim almak, cinsel istekleri çok büyük oranda bastırmak, hayatında en fazla birkaç dişiyle çiftleşebilmek, bütün hayatını bir işe adamak gibi çok kompleks görevlere yöneltti? Evrimsel açıdan (özellikle üreme) bu olumsuz bir şey değil midir?

Yorum bağlantısı

@Özgür Oğur Ben 4. Soruyla ilgili hiç bir bilimselliği olmayan kendi düşüncemi paylaşmak istiyorum. Insanlar kendinin farkında, öğrenebilen, sorgulayabilen ve var olanı, üzerinde düşünerek geliştirebilen varlıklar olduğu için hiç bir zaman azla yetinmemişler ve bu durum da binlerce yıl sonunda böyle bir insan ırkı ortaya çıkarmış. Yani ilk başta daha çok besin, sonra daha büyük bir yaşam alanı, daha güvenli bir alan, daha kalabalık bir aile, daha fazla arzusu ki kapitalizmin de temel fikirlerindendir.

Yorum bağlantısı

Cinsel isteğimizin sebebi tabii ki de üreme ihtiyacıdır. Gerçi "ihtiyaç" çok doğru bir kelime olur mu emin değilim ama. Bu istek olduğu için şuan neslimiz devam ediyor. Böyle bir isteğe sahip olmayan canlılar elenmeye mahkumdur zaten. Bir insanın üremek istemeyişi bir tercihtir. Ama kendi yapısından bu isteği silemez. Mesela çok kilo aldığını düşünüp artık yemek yemeyi istemeyen birisi yemek görünce ağzının sulanmasını durduramaz. Aynı zamanda o yemeği canının çekmesini de durduramaz çünkü bu tepkiler onun genlerine yazılmıştır. Yani kişinin kendi kararları genlerini değiştiremez. Libido dediğimiz şey kişinin yapısında vardır. Bunu kararlarımızla silemeyiz.

Yorum bağlantısı

1-için konuşuyorum. Algoritmalar ile ilgili arılar üzeninde bir deney yapılıyor. Neden arı ise sebeb şu hergün kovandan çıkıp en fazla bal özünü topşayıp en kısa yolu seçip geri dönmesinden dolayı. Nasıl karar verdiğini bulmak için algoritma denemleri yapılıyor. Kovanın etrafına 8 tane çiçek özü olan alanlar konuluyor. Arıda takip sensörü tarzı birşey var. Başta her yolu deniyor arı.. 14. Denemesinde en kısa yolu bulup kovana o yolu tercih ederek dönüyor. Hayvanların bazılarında hergün alıştığı yada bulunduğu ortamlarda kısa yol bulması olası birşey.. biZlerde aynı şekilde evimize gelirken en kısa yoldan gelmek isteriz.

Yorum bağlantısı
Ebru Kan, Şimdi yazdı:

1-için konuşuyorum. Algoritmalar ile ilgili arılar üzeninde bir deney yapılıyor. Neden arı ise sebeb şu hergün kovandan çıkıp en fazla bal özünü topşayıp en kısa yolu seçip geri dönmesinden dolayı. Nasıl karar verdiğini bulmak için algoritma denemleri yapılıyor. Kovanın etrafına 8 tane çiçek özü olan alanlar konuluyor. Arıda takip sensörü tarzı birşey var. Başta her yolu deniyor arı.. 14. Denemesinde en kısa yolu bulup kovana o yolu tercih ederek dönüyor. Hayvanların bazılarında hergün alıştığı yada bulunduğu ortamlarda kısa yol bulması olası birşey.. biZlerde aynı şekilde evimize gelirken en kısa yoldan gelmek isteriz.

Ortalama bir insani ele alirsak, 75 yasindaki bir kadin toplamda en az 700 kez regl sancisi cekiyor ve sadece 2-3 cocuk sahibi oluyor. evrimsel acidan dengesizlik soz konusu degil midir burada? o kadar sanciya karsilik sadece 2-3 cocuk?

Yorum bağlantısı

@Ebru Kan Evrimde bugüne kadar ki koşulları düşündüğün zaman insanlık tarihi çok kısa bir süreç. Bu süreçte insanlık yaşamı da oldukça kısaydı. Ölüm oranları ve özellikle bebek ölümleri fazlaydı yani doğal seleksiyon bizim için de vardı. Bir kadın üreyebildiği her koşulda üremeliydi ki ( canlılığın özü) neslinin devamı sağlansın. Bu işte ölüm riski/ döl tutmama vs de var. Ve dişi menapoza kadar doğurur. Bu yüzden varız

Yorum bağlantısı

1. İçgüdüsel bir davranış çünkü avlarına(ya da hedeflerine) en kısa yoldan varmak onlar için büyük bir avantaj. Hesaplama yok diyemeyiz ama bilinçli olarak kestirme kullanayım gibi bir düşünce yok kafalarında.Kendi gözlemlediğim kadarıyla deneme yanılma ile ortama alıştıkça daha kısa yollardan gidebilmeye başlıyorlar.

2. Libido üreme ihtiyacının sonucu. Kısır olanlar kusurlu, üremek istemeyenler ise kültürel evrimin sonucu. 

3.Evrim mükemmeli değil hayatta kalmayı garantiler. Çekilen acının yanında hayatta kalmaya avantaj sağlıyorsa o acıyı sana çektirir. 

4.Temel olarak hayatta kalma garanti altına alındıktan sonra ikincil amaçlardan olan rahat yaşamak önem kazanıyor.
Rahat yaşam için ise rekabet başlıyor ve bu da eğitim, zanaat, sanat gibi alanlarda kendini geliştirme zorunluluğunu ortaya çıkarıyor.

Cinsel isteği bastırma daha çok kültürel evrimle alakalı. Burada aşamaları tek eşlilik, sahiplenme, cinsel isteği bastırma şeklinde ilerliyor. 
Doğada yararlı olduğu için hayvanlarda da gördüğümüz güçlü erkeğin dişiyi döllemeye hak kazanması, sonrasında buna bağlı ortaya çıkan sahiplenme duygusu önemli aşamalar. Cinselliğin gizlenmesi de temel olarak başkalarının sahiplendiği kadına göz dikilmesinin doğal olmasına rağmen gizlenmesiyle başlayıp, din, ayıplama, tabulaştırma vs nedenlerle pekişmiş bir davranış. 

Bütün hayatını bir işe adamak da benzer bir kültürel evrim ama bunların günümüze gelişinde bahsedemeyeceğim binlerce etken olduğu için tüm nedenleriyle açıklamak imkansız gibi. Ama bariz bir şey var ki insanların amaçsızlığı onları bir amaç bulmaya itiyor.

Üremeyle ilgili olan evrimsel açıdan olumsuz gözükse de insanlığın hayatta kalmasına pek etkisi olmadığı için çok önemli değil.

Yorum bağlantısı
Mehmet Büyükçınar

3. Soru ile ilgili bilimsellikten uzak düşüncemi duymak istersen eğer bir türün acı çekmesi onun olumsuz özellik olduğu manasına gelmiyor, doğum da sancılı bir an ama doğuran dişiler var ve bu soyun devamlılığı için şart, 3. soruya da aynı şartlar altında cevabım şöyle ki insan ırkı cinselliği zevki için kullanabilen nadir ırklardan biri, zevk derken çocuk doğurmak harici cinsellik yaşayan 2 ırktan biri olmasından dolayı böyle söylüyorum. bunun da başlıca sebepleri var, bu durum bizim cinselliği farklı yorumlamamıza sebep oluyor, farklı perspektifle bakıp tekrar yorumlarsan bence soru olmaktan çıkacak. 1. Soruya gelirsek yine bilimsellikten uzak bir kedi sahibi olarak bazen ben de hesaplamalar yaptıklarını hissediyorum, içgüdüsel olsaydı her zıpladıklarında başarılı olurlardı çünkü, bazen düşüyorlar bu da yanlış hesaplamalar sonucunda oluyor gibi geliyor bana.

Yorum bağlantısı

1. Hayvanlar ezber yasar. Pavlovun deneyini arastirirsaniz ne dedigimi anlarsiniz.
2. Libido’yu aciklarsan stockholm sendromunu dusunun. İnsanlar devamli yaptklari seylerden zevk almaya baslar. Ve bu genetik olarakta kopyalanir. 
3. Kadinlardaki regl problemi insanlik gorurse 1000 sene sonra ortadan kalkacagini dusunuyorum. 
4. Hayat mucadelesi paranin bulunmasiyla basladi. Onceden sdce barinma ve yeme gudusu vardi

Yorum bağlantısı

Belki şu açıdan da yorumlayabiliriz: Soruların çoğu esasında insan türünün bilinç düzeyine dayalı.

2- Libidomuzun temel derdi üreme istenci ama insan söz konusu olunca bilişsel evrimini daha kompleks sayabiliriz ve bunun sonucunda da bunu sadece üreme değil zevk için de yapıyoruz. Zevkin de yaşam istencimize olumlu etkileri oldukça fazla. Konu cinsellik veya başka konular olsun. Her seksi üremek için yapsaydık vay halimize. Sonuçta prezervatif kullanan da tek tür insan. Cinselliğe insanın bilişsel evrimi boyut kazandırdı da diyebiliriz gibi görünüyor. 
Üreme güdüsü her bireyde bulunuyor bunu değiştiremiyoruz ama istencine sahip olmayan bireylerden biriyim. Bunun için genelde dünyaya çocuk getirmek için şartların uygun olmadığı, dünyanın kötü olduğu vs vs sebepler sayılıyor ama bunlar olmasa bile istemezdim. Dünya mükemmel bile olsa çocuk yapmak ilgimi çekmiyor. Hiçbir merakım yok, hiçbir biçimde ne taşımakla ne doğurmakla ne bakıp büyütmekle uğraşmak (ki bunların bile angaryası 0'a inse yine istemezdim) istemiyorum. Anne duygusunu merak etmiyor ve istemiyorum. Çocuk gereksiz ve vakit kaybı gibi geliyor. Hayatımın çalınmış parçası olurdu. Neslimin devamı da beni ilgilendirmiyor açıkçası. Felsefe ve bilimle ilgilenmek istiyorum hayatım boyunca. Bu şekilde düşünen benzer insanlar da bulunuyor elbette. 

3- Acının evrimsel açıdan faydası var. Olaylara duyarlık kazandırıyor bir nevi ve bunu hissediyor olmak aynı hatayı tekrar yapmamıza engel oluyor. Aksi halde yaşamımız tehlikede olurdu ve üreme şansımız da düşerdi. Burada regl acısı için bu durum pek söz konusu değil gibi. Herhangi bir avantajı var mı bunu hissetmenin bilmiyorum. Eğer varsa bize bir tür uyarıcı görevi gördüğü için buna sahip olmamız mantıklı olurdu. 

4- Bu da yine bilişsel evrimimizin giderek kompleks hale gelmesi ile ilgili olabilir. Diğer türler gibi doğanın tam içinde değiliz. Sosyal hayvanız ve bunun da bu tür bir getirisi var. Sosyal hayvan açısından sahip olduğumuz bilinç ve zeka düzeyi bizim o temel problemleri zaten halletmemizi sağlıyor. Ama hala besin bulamayan barınamayan olumsuz koşullardan kaçamayan insanlar da var ve dikkat ederseniz bu insanlar hala bunlarla uğraşıyor ve eğitim, kültüre ayak uydurmak vs çok sonra geliyor ya da düşünecek durumda değilller. Temel ihtiyaçları halleden sosyal canlı sonraki aşamaya geçiyor. O aşamada da binlerce yıllık oluşmuş kültür gelenek görenek öğreti ne varsa içinde kendi bilinci çerçevesinde yer bulmaya çalışıyor. Cinsellik temel ihtiyaçken malum kültür, din etkenleri sebebiyle hala çok da kompleks bir aşama değil. 
Bu evrimsel açıdan daha uzun irdelenebilir cinsellik tabusunun oluşumu. Orada kıskançlık kavramı devreye girecektir bir de. 

Bütün hayatını işe adamak çok değişken. Kariyerine ve işine aşıksa bunun öğrenme ve merak isteğiyle dolayısıyla düşünme biçimimizin derinliğiyle ilgili olduğunu düşünüyorum. Geçim derdi yüzünden hayatını işe adayanlarsa tam tersi hala o temel ihtiyaç düzeyini geçememiş olur.

Yorum bağlantısı
Ergün Türkoğlu

1.. birçok hayvan, hem bireysel, hem de grup olarak yaşadığı ortamı tanıyor ve haritalandırabiliyor.. 
kuşlar, bir çok kara ve deniz memelisi, karınca,termit, arılar gibi üst düzey sosyal örüntü yeteneğine sahip böcekler vb.. 
ve yaşam, aslında bir tür enerjiyi efektif kullanma oyunuysa, kediniz de bu evrimsel kazanımlardan dolayı yaşadığı ortamı tanıyor, o bölgedeki en kısa yolu biliyor ve bilinçli bir şekilde kullanıyor.. 

2.. bu konuda evrimi bir gerekçe ve anlam üstünden yorumlama hatasına düşmüşsünüz. 
yani, libidoya sahip olma nedenimizi üreme ile anlamlandırmaya çalışmışsınız.. 
halbu ki eşeyli üreme olgusu, üreyebilmek için üreme hormonlarını oluşturmadı, öyle ya da böyle bu hormonlar oluştuğu için çiftleşme, üreme daha kolaylıkla gerçekleşti.. 
bu konuda beslenme ve üreme sırasında ortaya çıkan "haz" durumunu tetikleyen hormonların canlılığın devamı için çok önemli olduğu da görülüyor.. 
sonuçta libido kavramını kültürel ve antropomorfik bir içerik olarak ele almak yerine, tamamen hormonal ve evrimsel bir durum olarak ele alırsak sorunuz kendiliğinden yanıtlanıyor bence..

3.. bu sorunuz da yine evrim kavramını yanlış yorumlamak üstüne ortaya çıkmış sanırım.. 
evrim sadece canlılığın hikayesidir.. yani ne yöntemleri ne de sonuçları mükemmel ve doğru olmak zorunda değildir.. 
canlılığın içinde bulunduğu ortamla kurduğu ilişkide hayatta kalmak ve üremek dışında herhangi bir ahlaki, normatif kaygısı yoktur.. 
verdiğiniz örnekteki gibi evrim mekanizmaları bir çok "facia" sonuçlara yol açmış durumda ve maalesef hâlâ o patikaları kullanmakta bir sakınca görmüyor.. 
göremez de zaten..  ancak biz insanlar olan biteni "anlam" üstünden yorumlarız.. 

4.. bu konuda ise kilit kavram "sosyalleşmek"
çağımızın en büyük biyolog ve doğa bilimcilerinden olan edward o. wilson'un önderliğini yaptığı kuram, insan türünün başarısını sosyalleşmeye dayandırıyor ve ilk adımın avcı toplayıcı gruplarda atıldığını savunuyor.. 
yiyecek, barınma, üreme ve çocuk bakımının organizasyonunu başarabilen bir sistem kuran tüm canlı toplulukları başarılı olmuşlardır.. 
insan dışında yirmi kadar tür daha bunu başarabilmiş.. karınca, termit, arı gibi böcekler yaklaşık bir milyon böcek türünün sadece yirmi bin kadarını oluştururken bunlar sayı ve hacim olarak tüm böceklerin yarısından fazlasını oluşturmaktalar.. 
yani bu aslında sosyalleşebilmenin ödülü..
tabii ki insan için baktığımızda bu evrimsel adım istenen başarıyı yakalamış olmasına rağmen, zorunlu olarak ortaya çıkan sosyal etkileşim derinliği ve çeşitliliği günümüz kültürlerini yaratıyor aslında.. 

ayrıca, sorunuzdaki olumsuzluklar sadece bireyleri ilgilendiriyor.. evrimsel fayda ise bireydense toplum, hatta tür gibi makro ölçeklerde kalıcı oluyor.. 
yani, sorunuzdaki unsurlar, evrimsel biyolojiyle değil de, belki artık sosyal ve kültürel evrim açısından yorumlanabilir.. 
ve sonuçta insan nedir sorusunu yanıtlamaya çalışırken sosyalleşen insanı evrimsel mekanizmalara sıkıştıramıyoruz artık.. 
insan bilinci farklı bir patika çünkü..

Yorum bağlantısı

4. Yerkesik hayata gecildikten sonra bolgeyi korumak icin güç gereksinimi ön safhaya cikti. Dolayisi ile erkeklerin kendi içlerinde birbirleriyle rekabet edip sayilari ile dogru orantili bu gücü dusurmemeleri gerekiyordu. Her erkege bir veya birkac disi baglanarak(evlilik) hem paylasim yapilarak rekabete dayali ölümler engellendi hem de aile ortaminda neslin güvenli devami saglanarak buyuk ve güçlü toplum grupları ortaya cikabildi.

Yorum bağlantısı

Hayvanların içgüdüleri güçlü ama bir çok hayvanın zekalarını küçümsemeyin yani hem içgüdüsel hem zekasınla hareket ediyordur cinselik zevk işidir dişi hem zevk hem üremek için çifleşir ama hayvanların erkekleri torunlarımı göreyim diye çifleşmez yani zevkini düşünür insanlarda hayatında zevk için ne kadar seks yapıyor ve üremek için ne kadar bunun için bilimsel araştırmaları okumunusa gerek Yok hayatı gözlemleyin yeter

Yorum bağlantısı

Yorum yazmak için hesap oluşturmalı veya giriş yapmalısın.

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap

Hakkımızda

Biyoloji Günlüğü ülkemizdeki biyoloji öğrencileri, mezunları ve çalışanları adına kar gütmeyen bir proje olarak 9 senedir faaliyetlerine yılmadan devam etmeye çalışan masum bir projedir. Lütfen art niyetinizi forumdan uzak tutunuz. Bize iletişim formu aracılığıyla ulaşabilirsiniz.

Dilerseniz biyolojigunlugu@gmail.com veya admin@biyolojigunlugu.com adresine mail de gönderebilirsiniz. Bizimle arşivinizi paylaşmak isterseniz wetransfer.com üzerinden biyolojigunlugu.com adresine dosya transferi olarak iletmeniz yeterlidir, sizin adınıza paylaşılacaktır.

Sitemiz bir "Günlük" olarak derleme yayın, yorum, diyalog ve yazılara vermektedir. Güncel biyoloji haberleri ve gelişmelere ek olarak özellikle sosyal medyada gözden kaçan, değerli gördüğümüz tüm içeriğe kaynak ve atıflar dahilinde sitemizde yer vermekteyiz. Bu sitede verilen bilgilerin kullanım sorumluluğu tümüyle kullanıcıya aittir. Sayfalarımızda yer alan her türlü bilgi, görsel ve doküman sadece bilgilendirmek amacıyla verilmiştir.

Biyoloji Günlüğü internet sitesi 5651 Sayılı Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermektedir. İçerikler, ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Yer Sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir.

Yer Sağladığı içeriğin 5651 Sayılı Kanun’un 8 ila 9. maddelerine aykırı şekilde; kişilik haklarınızı ihlal ettiğini ya da hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız mail adreslerimizden iletişime geçerek bildirebilirsiniz. 

Bildirimleriniz dikkatle ve özenle incelenmekte olup kişilik haklarınızın ihlali ya da hukuka aykırılığın tespiti halinde mevzuat kapsamında en kısa sürede işlem yaparak bilgi vereceğiz.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Kullanım Şartları, Gizlilik Politikası, Forum Kuralları sayfalarına göz atınız.